HEMŞİRELERİMİZİN SORUNLARI ÇÖZÜLMELİ, İŞ YÜKÜ HAFİFLETİLMELİDİR

Hemşirelerimiz; sağlık hizmetinin görünen yüzü, dışa yansımasıdır. Sorunlarını kimseye yansıtmadan bu hizmeti yerine getiren fedakar hemşirelerimiz, yoğun iş gücü ve çalışma şartları altında ezilmektedir. Vatandaşlarımıza hizmet sunulması söz konusu olduğunda kendi sorunlarını bir kenara bırakan hemşirelerimiz, seslerinin duyulmasını beklemektedir.

 

Sağlık Sen olarak her yıl ebeler ve hemşireler haftası ile anneler gününü bir arada kutlayan çeşitli etkinlikler gerçekleştiriyoruz. Geçen yılki etkinliğimize Cumhurbaşkanımız katılarak müjdeler vermişti. Bu yıl da genel merkezimiz, bir sempozyum düzenleyerek, hemşire arkadaşlarımızın sorunlarını ele aldı. Sempozyumumuza katılan Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Prof. Dr. Eyüp Gümüş, yıpranma payı ve lisans tamamlamanın 2015 yılında hayata geçmesi için çalıştıkları müjdesini verdi.

 

Son 12 yılda sağlıkta Türkiye tarihi dönüşümlere imza attı. Halkımızın en çok memnun kaldığı kamu hizmeti sağlık oldu. Sağlık çalışanları  reformların yükünü bugüne kadar çok büyük fedakarlıklarla omuzlarında taşıdı. Ancak bugün sağlık hizmeti üretim sürecini sıkıntıya sokacak, başarı hikayesini kesintiye uğratacak ciddi risklerle karşı karşıya olduğumuzu  görmemiz gerekiyor.

 

Sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığını gözeten  ve ekip anlayışını zedeleyici politikaların değişmesi gerekmektedir. Bugüne kadar, imkanlar ve riskler hiyerarşisi oluştururken güven ve adalet duygusunu yok eden söylemler ve uygulamalarla ekip ruhu yıpratılmıştır. Performans uygulamaları başta olmak üzere çalışma koşulları ve haklar bağlamında ayrımcı uygulamalarla sistemin temeline dinamit koyulmamalıdır.  

 

Bir diğer değişim ise yönetim anlayışında yaşanmalıdır. Sahanın gerçeklerini tanımayan bürokratik buyurganlık eski Türkiye’de kalmalıdır. Sağlık hizmeti üretim sürecine çalışanların ortak edilmesi, karar süreçlerine katılımının sağlanması, başarıyı kalıcı kılacak anahtar değer içermektedir.

 

Sağlık sisteminin geleceği açısından en büyük tehlike yetersiz istihdama bağlı ağır iş yüküdür. 12 yılda 3 kat artan sağlık hizmeti varken, istihdam 1 kat bile artmış değildir. Bakanlık istihdam açığını bildiği halde maalesef son derece pasif bir kimlikle hareket etmekte, istihdam oluşturmak adına güçlü bir program ortaya koyamamaktadır.

 

Bakanlığın kabul edilemez bir diğer adımı ise, sağlık hizmetini taşeron firmalara verme arayışıdır.  Şimdi Bakanlık kadro bekleyen ATT’leri, taşeron elemanı olarak istihdam edeceğini söylüyor. Hem Anayasa’ya, hem taşeron sisteminin sınırlarını çizen kanuni düzenlemelere aykırı bir uygulamada diretiyor. Yani sözleşmeli modelinden daha ilkel bir arayış içinde. Bu anlayışla sağlıkta çalışan verimliliğini artıramazsınız. Zaten mesleki tükenmişlik yaşayan, huzur ve güven sorunu yaşayan sağlık çalışanlarını daha da umutsuzluğa itecektir.  

 

Bu yüzden Sağlık Bakanlığı istihdam ve insan kaynağı planlaması konusundaki yaklaşımlarını mutlaka gözden geçirmeli ve sahanın ihtiyaçlarına göre etkin adımlar atmalıdır.

 

Bütün sağlık çalışanlarımızı etkileyen bu temel sorunlara ek olarak hemşire ve ebelerimizin mesleki sorunlarını da yakinen takip ediyor ve çözümü için mücadele ediyoruz.

 

Hemşirelik ve ebelik dediğimizde aynı zamanda kadın emeğinden bahsetmiş oluyoruz. Aynı zamanda annelikten bahsetmiş oluyoruz. Bu nedenle sendikal perspektifimizi belirlerken, çalışma koşulları ve sosyal haklar bağlamında politika geliştirirken, hem emeğin ve mesleğin sorunlarının çözmek, hem de kadın emeğini çalışma hayatımız içinde güçlü tutmak hedefiyle hareket ediyoruz.

 

Sağlık-Sen olarak şimdiye kadar;

  • Sağlık Çalışanları Şiddet Araştırması

  • Sağlıkta Kadın Çalışan ve Sorunları Araştırması
  • Sağlık Çalışanları Sosyo-Demografik Durum Belirleme ve Tükenmişlik Araştırması
  • Sağlık Çalışanlarının Kitle İletişim Araçları Algısı Araştırması
  • Sendikal Bağlılık, Algı, Memnuniyet ve Beklenti Araştırması

yaparak, çalışanlarımızın sorunlarını tespit ettik, sahanın taleplerini ilgili platformlara taşıyarak çözüm için mücadele ettik.

 

Bu mücadelenin sonunda elde ettiğimiz bazı kazanımları ise şu şekildedir;

  • Süt izni süresinin ilk 6 ay için 3 saate çıkarılması

  • Doğum nedeniyle ücretsiz iznin 24 aya çıkarılması

  • 2010 toplu görüşmeleri sonucu hamile ve doğum yapan memurlar ile özürlü memurlara, gece nöbeti ve gece vardiyası muafiyeti getirilmesi

  • Engelli aile ferdi bulunan kamu görevlilerine bakım amacıyla günde bir saat izin verilmesi ve bu görevlilerin gece nöbetinden muaf tutulması

     

    Vekil ebe ve hemşirelerin;

    •  Sözleşmeye geçirilmesi

    • Döner sermaye almaları

    • İzin haklarından yararlanmaları

 

 

İçinde bulunduğumuz hafta, aynı zamanda engelliler haftası. Onlar hayatın gizemine vakıf insanlar olarak  en kıymetli varlıklarımız, hayat ortaklarımız. İnanıyor ve diliyoruz ki, Yeni Türkiye ruhuyla, engellilerimizin hayata olan özlemini ve azmini karşılıksız bırakmayacak hizmetler en kısa sürede hayata geçirilsin.

 

Hemşirelerimizin günlerini tekrar kutluyor, sorunlarının çözüldüğü, emeklerinin karşılığını aldığı günler diliyoruz.

  • PAYLAŞ :