VESAYET DÜZENİNİN VURDUĞU PRANGALARI KIRDIK

Memur-Sen Genel Başkan Vekili ve Sağlık-Sen Genel Başkanı Metin Memiş, 10 yılda bir darbe yapmaya alışan ve onun destekçilerinin millet iradesine vurdukları prangaları milletle beraber kırdıklarını söyledi. Memur-Sen olarak vesayetle mücadelede hep öncü olduklarını söyleyen Memiş, “Eski Türkiye’nin bizi geri bırakan, istismar eden, ötekileştiren tortularını yok etmek için son nefesimize kadar mücadele etmeye yemin ettik. Allah’u Teala bu samimi hissiyatı elbette karşılıksız bırakmadı. Vesayetin sendikal hayattaki bütün kollarını kırdık” şeklinde konuştu.

 

Memur-Sen tarafından başlatılan, “Öncü Medeniyet, Güçlü Sendika, Büyük Türkiye İçin 1 Milyon Üye” programı, Metin Memiş ile Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu’nun katılımı ile Bursa’da yapıldı. Burada konuşan Metin Memiş, Memur-Sen’i, ‘milletin içinden doğmuş, milletin sinesinde büyümüş, milleti için gözünü kırpmadan ön saflarda mücadele vermiş erdemliler hareketi’ olarak değerlendirdi ve bugün Türkiye’nin en büyük sivil toplum gücüne eriştiklerini ifade etti.

 

YOLA ‘HAK’ DİYEREK ÇIKTIK

Bugünleri Allah’ın bir nimeti, Hak mücadelesinin rahmeti olarak gördüklerini söyleyen Memiş, “Medeniyet değerleri ışığında hedefine insanlığı alan ve bu uğurda filizlenen Yeni Türkiye’ye emek veren erdemliler hareketinin mensupları olarak yola HAK diyerek çıktık. Sabır ve tevekkül erenleri olarak vesayet düzeninin bize vurduğu prangaları hep birlikte kırdık. Eski Türkiye’nin bizi geri bırakan, istismar eden, ötekileştiren tortularını yok etmek için son nefesimize kadar mücadele etmeye yemin ettik. Allah’u Teala bu samimi hissiyatı elbette karşılıksız bırakmadı. Vesayetin sendikal hayattaki bütün kollarını kırdık. İşte şimdi bir milyon üye hedefini seslendiriyoruz. Öncü Medeniyet, Güçlü Sendika, Büyük Türkiye için 1 milyon üye diyoruz” şeklinde konuştu.

 

Demokratikleşme yolunda ülkemiz ve milletimizin büyük bedeller ödediğini söyleyen Metin Memiş, 27 Mayıs darbesi, 12 Mart muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat’ın milli iradeye karşı yapılan darbeler olduğunu ifade etti. 28 Şubat’ta örselenen, önü tıkanan, dayak yiyen sivil siyasetin sözcülerinin millet egemenliği ile 2002 yılında işbaşı yaptığını belirten Memiş, darbeci zihniyetin bu tarihten sonra tekrar iş başı yaptığını kaydetti. Cumhuriyet Mitingleri, 27 Nisan e-muhtırası, 367 krizi, iktidar partisine “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” iddiasıyla açılan kapatma davasının bu süreçte demokrasinin önüne çıkarılan engeller olduğunu ifade ederek, “12 Eylül 2010 tarihinde milletin onayına sunulan paket, sessiz devrimler tarihine altın harflerle yazıldı. 12 Eylül referandumunda millet iradesinden yana taraf olduk. “Toplu Sözleşmeye de Toplumsal Sözleşmeye de Evet” sloganıyla gerçekleştirdiğimiz “evet kampanyası” ile demokratik anayasa paketinin yüzde 58 gibi rekor bir destek almasında büyük paydaş olduk. Milletin onay verdiği Anayasa değişikliği paketi, vesayetin tasfiyesini sağlarken,  sivil siyasetin hakim olduğu demokratik Türkiye’nin inşasına dair süreci de hızlandırdı. Başta kadınlara ve dezavantajlı kesimlere pozitif ayrımcılığın da yer aldığı anayasa değişikliğiyle, Cumhuriyet tarihinde kamu görevlileri ilk kez  toplu sözleşme hakkını elde etti. Bu, Memur-Sen’in başarısıdır. 3. Dönem Toplu Sözleşmelerde elde ettiğimiz sosyal devrim niteliğindeki kazanımlar bu çileli yolculuğun ürünleridir” şeklinde konuştu.

Ergenekon, Balyoz darbe girişimlerinden eli boş dönenlerin,  Gezi kalkışması, 17-25 Aralık küresel operasyonu ve 6-8 Ekim kışkırtmalarıyla amaçlarına ulaşmayı denediklerini belirten Metin Memiş, bu süreçte de aklıselim ve ferasetin galip gelmesinin ülkemiz için kazanç olduğunu ifade etti.

 

VESAYETE KARŞI DİK DURDUK

Bu süreçlerin hepsinde, Memur-Sen’in vesayetin sonlandırılmasında kararlı bir duruş sergilediğini söyleyen Memiş,  sivilleşme, özgürleşme ve demokratikleşme sürecine katkı sunma, medeniyet değerlerimize sahip çıkma ve inşa yolculuğu başlattıklarını dile getirdi. Yetki mücadelesinde 11’de 11 yaparak Cumhuriyet tarihinde ilk kez tüm hizmet kollarında yetkili olan konfederasyon unvanını aldıklarını söyleyen Memiş, şimdi de ‘öncü medeniyet, güçlü sendika, büyük Türkiye hedef 1 milyon üye’ çalışması başlattıklarını ifade etti.

 

MÜEZZİNOĞLU: MEMUR-SEN İLE HUZUR VE BARIŞ MEDENİYETİ İÇİRESİNDE OLMAKTAN MUTLUYUZ

Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu da konuşmasında, “1 Kasım akşamı Türkiye’nin, mazlum ve mağdur milletin, ümmetin yükü ya hafifleyecek veya ağırlaşacak” diye konuştu.

Memur-Sen ailesi ile birlikte huzur ve barış medeniyeti içerisinde olmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Bakan Müezzinoğlu, son yıllara bakıldığında yapılanların hayal bile edilemez olduğunu söyledi. Müezzinoğlu, “Geldiğimiz noktaya baktığımızda gitmemiz gereken hedefin çok daha gerilerindeyiz. Bizden beklentisi olanlar, bizden umudu olanlar ve bizimin duruşumuzdan medet umanlara bir şeyi güçlü göstermemiz lazım. Birlik ve beraberliğimizi, birbirimize olan sevgimizi, birlikten güç doğar anlayışını yarınlara taşımamız gerektiğine inanıyorum. 1 Kasım akşamı Türkiye’nin, mazlum ve mağdur milletin, ümmetin yükü ya hafifleyecek veya ağırlaşacak. Belki birey olarak yükümüz azalacaktır. Ama üstlendiğimiz yükün ağırlığını paylaşarak azaltmak gibi bir görevimiz ve sorumluluğumuz olduğunu inanıyorum” dedi.

 

ŞEKER: KIRILMA ANLARINDA MİLLETİN YANINDA OLDUK

Memur-Sen Bursa İl Temsilcisi Numan Şeker de, “Türkiye’de ve Bursa’da her zaman kırılma anlarında milletin değerleri yanında olduk. Millete hizmet edenlerin yanında yer alarak mücadele ederken, sağımızda ve solumuzdaki sözüm ona kurumlarının başında sivil kelimesi olan ama sivil olmayan kafaları ve düşünce dünyaları başka merkezlere bağlı olan sendikaların ne yaptığını bugün görüyoruz. Biz milletin yanında yer alırken, bu sendikalar genel merkezlerini teröristlere tedavi merkezi olarak açarken, biz toplu sözleşme sürecinde hükümetin karşısında kamu çalışanlarının haklarını savunuyorduk. Maalesef Kandil’den emir alarak eğitimi boykot eden sendikalar da var” şeklinde konuştu.

 

  • PAYLAŞ :